top of page

Öz

  • Yazarın fotoğrafı: ggkcen
    ggkcen
  • 8 Ara 2020
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 3 May

Bazen farkında olursun senin için doğru bir kitaba başladığının. Kitabın yanlışı doğrusu mu olurmuş canım demeyin. Okudukça bir sayfa daha okuma hissi verir bu kitap size. Arkadaşınıza önerirsiniz, o pek can atmaz sizin kadar bir bölüm daha bitirmeye. Kısacası doğru kabul edilen bir eylem öznelliğe indirgendiğinde öyle olmayabilir. Ancak eğer kendinizi bu bilince adarsanız bunun bir ödül olduğunu kavrayabilirsiniz. Yani hiç kimseyi dışarıda bırakmayacaktır “öz” dediğimiz kavram. Sizin için gerçek olandır, öz. Hayat belki de arkadaşınıza “doğru” olanı kitap şeklinde hediye etmeyecektir. O çok farklı bir yerde bulacaktır bunu. Mutlaka bulacaktır da demiyorum bulmaya dikkatini verirse, karşısına çıkacaktır demek istiyorum.


Tagore bir şiirinde “Geç kalmak için fazla fakiriz” demiş ve ne güzel ifade etmiş zamanımızın değerini. Harcayacak tek bir dakika yokmuşçasına yaşamalı ama saate bakmayı da unutmalıdır insan. Yaşam her alanda denge bekler bizden. Dengeleyemediğin her ne varsa o senin sınavındır. Diyelim ki çok sevildin ve sayıldın bu hayatta. Yani sevgi boyutuna ağırlık verdin ancak mutlaka bir boyutta da eksik kaldın. Hayal gücünü sevilmek kadar önemsemedin mesela ya da bir rol model edinecek kadar kimseye değer vermedin. Ama bir yerlerde hep bir eksiklik var gibi hissettin, anlamlandıramadığın çok oldu nedenini. Eksiklik yoktu aslında sorun başka boyutlara ağırlık vermendi, onların fazla olmasıydı, sorun dengeyi sağlayamamandı. Zamanından da çaldın bu dengeyi. Kimi zaman geçmiş bırakmadı yakanı ya da gelecek esir aldı seni bulunduğun yerden. Burdayım diyemedin, hissedemedin yaşadığını. Ölmek soyut anlamıyla daha acıydı ancak fark etmedin ya da edemedin.


Bir bulabilsek diyorum, her nasıl kurulacaksa kurabilsek bu dengeyi. Cambazın ipte oynadığı gibi meydan okusak şu hayata.

“İnsani olan hiçbir şey bana yabancı değildir.” demiş bir şair. İnsan olmak, insani seçimler yapmak, bazı günler mutlu hissederken bir başka günse ağlamak... Denge bu işte, hepsini kabullenebilmek. Doğruyu ararken yanlışın senin tek gerçeğin olabileceğini görmek. Kaybolmuş gibi hissederken farklı bir boyutta yaşadığından bir haber olduğunu hesaba katabilmek.


Sahnede sen varsın ancak tek izleyici de kendinsin. Ne izlemek istiyorsun bugün bu sahnede, hangi duyguları derinden yaşamak istiyorsun, oyunun sonunda hangi oyuncuyu alkışlarken daha bir hevesli olacaksın mesela? Öyle yap o zaman. İzlemek istediğin gibi şekillendir metni, hissetmek istediğin duygular için daha çok aç kalbini, imrendiğin bir oyuncu gibi hakkını ver bu oyunun. Çünkü kendinle ilgili verdiğin her karar şu anda gerçekleşiyor. Her an hatırlaman gerekense evrenin seninle birlikte nefes aldığı ve seninle birlikte düşündüğü.


 
 
 

Yorumlar


Yazı: Blog2_Post

Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn

©2020, yaziyorum yazimi sonbaharimi ve galiba ne yazacagimi biliyorum tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page