Hep Olsa
- ggkcen

 - 17 Nis 2020
 - 1 dakikada okunur
 
Güncelleme tarihi: 3 May
Kendimizi yormadan, basit yaşadığımız çocukluk günlerimiz... Hep özlemle anılır, hep o anlara dönülmek istenir. Ne güzel tek derdim çizgi film izlemekti, oyun oynamaktı, diye düşünürüz. Hoşça kal demekten kaçındığımız, içimizde tüketemediğimiz kimi anılara tutunuruz ya da öyle olsun isteriz. Hafızamızda tek bir kusuru yoktur bu anıların. Vardır elbette hatırlanmaz tabii. Nostaljidir, geçmişteki mutlu anlara duyulan özlemdir, özeldir. Belki de daha iyisinin yaşanacağına dair umudu bırakmaktır, umutsuzluktur, hayal kurmaktan yoksunluktur.
Zihin güzel hissettireni biriktirir yüreğinin derinliklerinde. Onu incitmemek için sarar sarmalar, şefkatini esirgemez onlardan. Taşıyamadığı duyguyuysa zamanla unutturur. O gün ne kadar üzülmüştün hatırlasana?
Dağlanmıştı kalbin.
Burada bir parantez açıp gülmek istedim nedense. :) Asla o günkü gibi hissedemezsin, izin vermez ki buna. Bu kez duyguyu değil seni korumak için. Bu hep sözü edilen mum hikayesi -zamanla yanan mumlar bir bir sönecek. Ya da zamana bağladığımız avutma mekanizmasından ibaret.
Zıtlıklar... ah bayılıyorum her olayı her yönüyle irdelemeye. Beklenmedik anlarda en olmayana koşmaya sonra öylesine sözcükleri zorlamaya. Gün gün akıtmayı süregelen düş-üncelerimi. Biraz ben olsam biraz daha ben ve kalsam oracıkta, gün batımında. Düşüncelerim hep olsa, nostaljisi, hatırlanmayanı ki hepten tuhaflık.




Yorumlar