KUŞLARIN KAHVALTISI
- ggkcen

 - 29 Oca 2024
 - 1 dakikada okunur
 
Güncelleme tarihi: 3 May

“Uyumak kaçmaktır, uyuyamamaksa yakalanmak.” der Freud. Eksende her iki uç başka bir kavrama yaklaştırır kişiyi. Hız arttıkça doğruluk payı azalır kaçmaksa son derece hız gerektirir. Dikkatini verdiğin her neyse o seni gerçeğe götürür; yakalanmak buysa eğer kaçmaktan daha anlamlı sonuçlara götürebilir.
Günün yorgunluğu gece zuhur eder, kişi duygularıyla daha bir haşır neşir olur adeta iç içe geçer. Yakalanılan an tam da bu güçlü ve yoğun olan duygu anlarına denk gelir. Aklın almadığı, kalbe de sığmadığı her ne var ise bir araya gelirler ve birbirlerini aydınlatırlar. Yüz yüze bakan akıl ve duygu yakalanılan anın ‘yüzleşme’ ismini almasına zemin hazırlamıştır. Sanılanın aksine sabahları değil böyle derin gecelerde uyanır insan. Kendini görmeyi istemeyen akıl da olsa duygu da olsa bir şekilde çareyi kaçarak bulur. Ancak düşüncelerimizin güçlenmesini istiyorsak yüzleşme bir diğer deyişle duyguları hissetmek konusunda istekli olmamız gerekir. Unutmayalım ki en berrak su en diplerde bulunur. En derin mutluluğumuz yakalandığımız bu anların sıklığından sonra eylemlerimizle meyve verir.
Bir kuş bıkmadan usanmadan her gün aynı şeyleri tekrar eder üstelik keyif almaya devam ederek. Kapasitesini bilir, kaynaklarını tanır ve bunları kullanır. Basit bir yaşayış büyük bir öz-denetim emsali olabilir, uzun süreli ve kalıcı.
~
O gece yakalanmıştım soğuğa
Orada düşünmüştüm her ne varsa
O gün dönmüştüm arkama
Evet, bir yakalanış,
Bir sesleniş,
Bir dönüş gerçeğime
O gecenin sabahı bilmiştim
Özgürlüğü
Bir yaratım,
Bir çabalayış,
Bir sahici var olma hali
O gece başlamıştım yolculuğa
O gün görmüştüm daldaki kuşları
Orada hissetmiştim sevgiyi.
~ g.g




Yorumlar